Orhan Bursalı
Orhan Bursalı obursali@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Zelenski’nin ‘ölümcül ikilemi’, Rusya’nın hatası

22 Mart 2022 Salı

Kimse Ukrayna liderinin yerinde olmak istemez. Bir “ölümcül ikilem” arasında, “Seni NATO’ya alacağım” vaatleriyle oyalandı, Rusya işgali karşısında da yalnız kaldı. NATO’yu bir şekilde fiilen “savaşa katmak” için gösterdiği çabaların karşılığı yok.

ABD ve Avrupa bir şekilde savaşa dahil olmaları halinde doğrudan Rusya ile savaş olasılığı içine gireceklerini, bunun bölgesel savaştan kıtasal savaşa, giderek dünya savaşına ve hatta nükleer savaşa kadar uzanan zincirleme gelişmelere yol açacağını düşünüyorlar. Herkes de aynı kanaatte. 

SERMAYE, SAVAŞA HAZIR MI?

 Dünyanın sonu olur. ABD ve Avrupa’nın refah ve kazanımları, zenginlikleri güme gider. Dünya büyük bir yıkımın ve yoksulluğun içine yuvarlanır. Kim bilir neler çıkar bu büyük kaostan... 

Henüz kapitalizmin, sermayenin “Tıkandık öldük bittik, para kazanamıyoruz, kendimizi yenileyemiyoruz, sömürülecek başka yer de kalmadı, zaten Çin bizi yutuyor, başka çare yok, batsın bu dünya, belki büyük bir savaşla büyük bir yıkımda, küllerimizden yeniden doğarız...”  düşüncesi ortalıkta gezinmiyor. 

Bu yıkım düşüncesi, kapitalizme - emperyalizme yöneltilen teorik bir davranış kalıbıdır. Ortodoks Marksistlerin sepetinde durur. Fakat tarihsel süreç çok farklı gelişebilir. Marksistlerin “determinist” görüşü ile kapitalizmin ve uygarlık gelişmesinin açıklanamayacağını, yenilenmenin pek çok biçimi, yolu yordamı olabileceğini düşünüyorum, tarih böyle diyor şimdilik.

Ama dünya savaşı şüphesiz ki olasılık dışı değil. 

Bugünkü sistem, büyük savaş olmadan kendini evrim nehrinin kollarına da bırakabilir, hegemonya yer - merkez - alan - isim değiştirebilir. Kapitalist emperyalist sistem ama “savaş çıkarırım” pozisyonunu öyle kolay terk etmeyecektir. 

Önümüzdeki 10 - 20 yılda düğümler çözülecektir.

Nasıl çözüleceğini görmek isterim ki kendi kişisel tarihimde Büyük Tarih’in yazımının bu bölümü tamamlansın!!!

TARİH OKUMA ZAYIFLIĞI

Yani Zelenski, tarihi okumakta çok zayıf kaldığı için, Batı’yı savaşa çekemedi. Eğer hâlâ süren bu çabaları çok çok zayıf olasılık olarak sonuç verse(ydi), üçüncü dünya savaşının tetiğini çeken kişi olarak tarihin en büyük sayfasına adını yazdırırdı. Ama dünyayı güdüleyen sistem/ güç henüz buna hazır değil. Zelenski zamanlama hatası yapıyor!

Bu güçler Rusya’ya karşı ilan ettikleri ambargoyu bile doğru dürüst uygulayamıyor. Çünkü paralarının derdindeler. 

Batı’nın Rusya’dan 122 milyar dolar/Avro kadar alacağı var. Rusya Batılıların faiz alacakları için geçenlerde 130 milyon kadar dolar/Avro ödeyince, Amerikan borsaları coştu. Banka sistemi bir “ara kapı”dan çalışıyor. Zaten Almanya ve bazı ülkeler büyük bir Rus bankasını SWIFT’ten çıkarmadılar. Rus gazı ve petrolüne de büyük paralar ödemeyi sürdürüyorlar. 

RUSYA’NIN DESPOTLUĞU

Önceki yazımda bu savaşı gereksiz kılacak, Rusya’ya da kulak verip uzun süreli bir barışı istikrarı sağlayamadıkları, Ukrayna üzerinden Rusya ile mücadeleyi seçtikleri için ABD’yi, NATO’yu, Avrupa’yı yönetenleri “savaş ortaklığı” ile suçladım.

Fakat Rusya da bu büyük barışı sağlamak için harekete geçebilirdi. Evet “Ukrayna’yı almayın NATO’ya” vb. uyarılarını yaptı. Fakat bu yetersizdi.

Şunu yapmadı: “Avrupa’nın bugününü ve geleceğini büyük güçlerin ‘güvenlik önlemleri stratejileri’ belirlemesin. Bu kıtanın bir daha büyük gerilimlere, çatışmalara, savaşlara tahammülü yok. Bu hepimizi ve dünyayı büyük kayıplara uğratır. Kimsenin güvenliğini tehlikeye atmayacak, güvenlik önlemlerine ihtiyaç duyulmayacak bir anlaşmayı konuşalım...”

Yani barışın şampiyonluğunu yapabilirdi, yapmadı; bunun yerine fiili olarak Ukrayna’yı işgale girişti.

Şüphesiz ki bu işgal Rusya’nın da despotluğunun bir ürünüdür ve savunulacak bir yanı yoktur.

ABD, despotluğunu, hegemonyasını “demokrasi” kılıfı altında yürütür (ve bu açıdan kendine bol bol uşak taraftar devşirir!) Rusya ise Doğu’nun despotluğunu devreye sokar.

***

Zelenski kopmaya mahkûm bir ip üzerinde yürüyor.. Ölümcül bir ikilem içinde.

Zelenski’nin yerinde olmak kimse istemez dedim. Ukrayna’nın işgali konusunda duyduğu acıyı hiç eksiksiz ben de hissediyorum. Bir ülke halkının yaşamının altüst olması, dağılması, göçe zorlanması, zulme uğraması, kadınlar... Çocuklar... 

Yine de işgale uğramış bir ülkenin lideri. Hiçbir ülkenin başına böyle bir olay gelmemeli...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları